qüLçinci~~meLeK
Moderatör
Mesaj Sayısı : 452
Doğum Tarihi : 21/05/93
Yaş : 30
Burcunuz : 
Hangi Şehir : qLçinimin kLbinden <3
Rep Gücü : 18810
Rep Alanı : 
Üye Olduğunuz Tarih : 29/01/08
 | Konu: Ceynur'la Röpörtaj  Paz Kas. 22, 2009 8:07 am | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]CEYNUR “AŞK YAĞMUR VE ÇİKOLATA” İSİMLİ ALBÜMÜNÜN İLK KLİBİ “YAĞMUR” İLE MÜZİK LİSTELERİNDE. POWERTÜRK EKİBİ, İLK KLİBİNİ DE BU ÇALIŞMA İÇİN HAZIRLAYAN SANATÇI İLE BİR ARADAYDI !
ALBÜMÜNÜZ İLE BAŞLAYALIM SOHBETİMİZE. PROJENİN NASIL DOĞDUĞUNDAN BAHSEDER MİSİNİZ ?
Merhabalar, “Aşk Yağmur ve Çikolata” isimli albümümüz ile nihayet sizlerle bir aradayız. Nihayet diyorum çünkü bu benim hayatım boyunca hayalini kurduğum ama bir şekilde bu zamana kadar kendiliğinden gerçekleşmemiş bir şeydi. Bu benim hayatım boyunca istediğim ve hayalini kurduğum birşeydi. Çocukluğumdan beri evimizin salonunda sanki karşımda çok geniş bir dinleyici kitlesi varmış gibi, elimde saç fırçası ile şarkılar söyleyerek hayalini kurmaya başladığım bir proje.
KIRILMA NOKTASI NE OLDU, NE ZAMAN BAŞLADINIZ ÇALIŞMALARA ?
Şöyle oldu, Erkin Arslan, albümümüzün müzik direktörü ve prodüktörü, uzun bir süredir bu albümün şarkılarını hazırlıyordu zaman buldukça. Ancak albümün genel olarak hazırlığı bir sene sürdü diyebiliriz. Ben biraz annesini falan da evin içinde bağırtan, yeter artık dedirten, çünkü Mariah Carey şarkıları söylerdim hep, öyle bir çocuktum, yani benim de hikayem o çok klasik hikayelerden. Okullarda müsamerelerin tam ortasında yer alan tek yaptığı şarkı söylemek olan bir insandım. Aslında müzik okumadım ben, Marmara İktisat Fakültesi mezunuyum. Okula çok zor girdim ve bir o kadar da zor çıktım. En iyi yaptığım, en güzel yaptığım, duygularımı en iyi şekilde ifade ettiğim şeyin şarkı söylemek olduğunu düşünüyorum. İnsan sevdiği şeyi yaptığı zaman da başarı oranı artıyor diye düşünüyorum. Böylece sizlerin takdirlerinize sunduk bu albümü. Aslında, albümü çok uzun zaman önce istedim ama bir şekilde olmadı. Bir sene evvel albümü hazırlamaya başladık ama bunun çok spesifik bir sebebi yok. Şarkılar bir araya geldikçe, işler kendiliğinden gelişip, bunu artık projelendirmeye başlayabiliriz dediğimiz bir proje oldu bu çalışma.
BİR ŞARKI, SON ANDA REPERTUARDAN ÇIKTI DİYE BİLİYORUZ, PAYLAŞABİLİR MİSİNİZ BİZLERLE BU KONUYU ?
Aslında albümümüzde on tane şarkı vardı. Bunun bir tanesi, benim söz ve bestesini yaptığım “Çikolata” isimli şarkıydı. Bu yüzden albümün ismi “Aşk Yağmur ve Çikolata”. Bunların hepsi ayrı ayrı benim çok keyif aldığım şeyler. Çok güzel bir denge oldu bu. “Çikolata” tekrar aranje edildikten sonra bu hepimizde çok güzel bir his uyandırdı. Hepimiz bu düşündüğümüzden çok daha önemsenmesi gereken bir şarkı gibi algıladık ve onu ayrı bir proje olarak değerlendirmeye karar verdik. Bu yüzden albümden çıkardık. Albümün içinde dokuz tane şarkı var. Biz şarkıları oluştururken Erkin Arslan aranjeleri yaparken ve ben şarkıları söylerken, aslında şunu farkettik; konsept açısından bu şarkılar birbirleri ile örtüşmüyor ama kendi içlerinde bir bütünlük oluşturuyor. İçinde mutluluk da var, şımarıklık da, hüzün de var. Hatta “Yağmur” şarkısının içinde bahsettiğim ama altını çizmek istemediğim nefret de var. Bunların hepsi günlük hayatımızda hissettiğimiz duygular. Ben de şarkıları söylerken, stüdyo aşamasında şarkıları söylerken, bu duyguları karşı tarafa en iyi nasıl geçirebilirim diye düşünerek, çok titizlikle çalışarak yaptım okumaları.
PEKİ YA DİĞER ŞARKILAR ?
Albümün içinde beş tane Erkin Arslan beste ve sözü var, onun dışındaki beste ve sözler Dolgun Berik kendisi Belgin Bilge Divanoğlu aynı zamanda. Burak Ekinil, Gaye Biçer ve Şebnem Özberk yani sevgili menajerime ait. Hepsini çok büyük bir zevkle söyledim. Herkese buradan teşekkür ediyorum, şarkılarını benimle paylaştıkları için. Albümün hazırlık aşamasında çok fazla insan çok güzel çalışmalarını paylaştı bizimle. Bütün çalışmaları yaparken aslında üzerine oturup düşündüğümüz bayağı bir kafa patlattığımız konu, albümün kapak ve buklet tasarımıydı. Bu anlamda kendimi çok şanslı sayıyorum ben. Bu zamana kadar albüm için beklemiş olmama değdi diye düşünüyorum. Keşke daha da bununla ilgili olarak kendimi motive edebilseydim zamanında.
KİMLER HAZIRLADI TASARIMLARI ?
Behnan Shabbir ve Engin Yağmurdereli, kendileri illüstrasyon ve grafik tasarımı ile uğraştılar albümün. Albümün kapak tasarımı biraz değişik, biraz fantastik olsun istedik. Şarkıların çeşitliliğini kapağa yansıtmak istedik. Hem benden, hem benim dışımda insanların kendi hayal güçlerini kullanarak benim ile ilgili hayal edebilecekleri birşey sunmak istedik. Bu sebeple çizgi ile gerçek Ceynur’u biraz karıştırdık. Fotoğraflar ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim, sevgili Tayfun Çetinakaya’ya teşekkür ediyorum buradan. Hayatımın ilk fotoğraf çekimini onunla gerçekleştirdim ve çok rahattı. Sayesinde ben de çok rahatladım. Söylemekten hiç vazgeçmeyeceğim ve her seferinde tekrarlayacağım, imaj danışmanım Ceyda Balaban ile ilgili söyleyeceklerim. Saçımın en ufak detayından ayakkabıma, çorabıma makyajıma, nasıl duracağıma kadar ilgilendi. Klipte yine çok emeği var. Klipteki tüm detaylar ona ait. Çok şey kattı klibimize ve ekibimize.
KLİP ÇEKİMLERİNDE DEĞİŞTİRDİĞİNİZ KOSTÜMLER SİZİ GERÇEKTEN YORMUŞ OLMALI! KLİPTEN BİRAZ DAHA AYRINTILI BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ ?
Klibimizi Murat Onbul çekti. Klipte gördüğünüz bir kaç çeşit Ceynur karakteri kendisinin fikriydi aslında. Görenler şizofren olduğumu düşünmesinler, şarkıyı birbirine taban tabana zıt birkaç karakterin ağzından anlatmaya çalıştık. Umarım izleyenlere de bu şekilde geçiyordur klip. Dominant Ceynur, mercimek ayıklayan ve günlük hayatıma yakın bir Ceynur var, son derece güzelliğine düşkün, şımarık kadınlığından zevk alan bir Ceynur var, herşeye karşı çıkan, asi bir Ceynur var, bir de Star Ceynur var. O da benim sahnedeki halimden çok uzak değil. Beni şarkı söylerken gördüğünüzde aslında o Ceynur’u göreceksiniz. Bir dublörümüz de vardı; Niki, yatağın üzerinde zıplama sahnelerinde eşlik etti. Benim çok yakın arkadaşımdır kendisi. Yirmidört saat sürdü yaklaşık olarak çekimler. Ertesi sabah, klipte sizin ilk gördüğünüz apartmandan içeri girerkenki sahneyi, sabah ezanı ile çektik. Bu kadınları nasıl canlandıracağımı düşünürken çok huzursuz oluyordum ama herşeyin yolunda gittiğini görünce ben de keyif almaya başladım. İçimden fışkıran bütün karakterleri size sunmaya çaba gösterdim.
ÇIKIŞ ŞARKINIZ, MÜZİK SOUNDUNUZ VE ALBÜM İLE İLGİLİ BAŞKA NELER EKLEMEK İSTERSİNİZ ?
Albümümüz içinde bulunan dokuz parçanın bir soundu takip eden parçalar olduğunu iddia edemem ama albümü alıp parçaların hepsini dinlediğiniz zaman son şarkıya geldiğinizde kendi içinde bir bütünlük olduğunu düşünüyorsuz. Ben normalde sahnede olsun, evde kendim çalışırken olsun, vokal performansı son derece yüksek şarkıları dinlemekten ve söylemekten zevk alıyorum. Bir takım melodiler ne kadar kulağa hoş gelirse gelsin, ne kadar iyi olursa olsun, hakettiği değeri görmüyormuş gibi bir kanı oluşmaya başladı. Ben biraz bunu kırmaya çalışacağım. Yani çıkış şarkımız şu an için insanların çok alışık oldukları dillere dolanan şarkılardan biri gibi geliyor olabilir ama arka tarafta müziği dinlediğiniz zaman canlı enstrumanların çalınmış olmasından tutun da diğer özelliklerine kadar, şunu söyleyebilirim ki; bu albümün müzikal değerinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu albüm benim değil de bir başkasının albümü olsaydı da aynı şeyi söylerdim. Bu albümde Erkin Arslan ile çalıştığımız için kendimi şanslı sayıyorum. Okuma aşamalarında bana kök söktürmüş olsa da kendisinden çok fazla şey öğrendim ben. Onbeş yaşından beri şarkı söyleyen Ceynur değil de, şarkı söylemekle ilgili yeni şeyler öğrenen bir Ceynur oldum. Bunu da sahneye yansıtmayı dört gözle bekliyorum.
ALBÜMÜN TANITIMI İÇİN KONSER VERMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? BİLDİĞİMİZ KADARI İLE ESKİDEN BİRLİKTE SAHNE ALDIĞINIZ BİR EKİBİNİZ VARMIŞ ...
Kendimi bildim bileli şarkı söylesem de benim ilk deneyimim PopShow‘93 yarışmasıydı. Henüz onbeş yaşındaydım o zaman. O yarışmada büyük bir canlı orkestra ile şarkı söyleme fırsatı elde ettim daha sonra liseler arası müzik yarışmalarında yer aldım. Daha sonra bir Eurovision deneyimim oldu. Eurovision’a değinmek istiyorum çünkü bir çocuk olarak ve o gittiğimiz ülkelerin hiçbirinin dilini bilmeyen bir çocuk olarak, kızkardeşim ve ben, baya Hollanda’nın, Belçika’nın, Almanya’nın şarkılarını evde söyleyip çok keyif alıyorduk ama maalesef günümüzde eski keyfinin kaldığını düşünmüyorum. Half playback yapılmaya başlandıktan sonra, yarışmanın o eski tadının gittiğini düşünüyorum ama yine de Eurovision kendi içinde tılsıma sahip bir organizasyon. Yani ben, Türkiye elemelerinde bile sahneye çıktığımda dizlerimin titrediğini çok iyi hatırlıyorum. Birinci olamadım ama ikinci oldum. Bu da çok önemli birşeydi benim için. Yine iki şarkı ile yarışmıştım. Bunun yanı sıra, albüm çıkmasına yakın ayrıldığım, dokuz sene çalıştığım bir orkestram vardı solistliklerini yaptığım. Özel organizasyonlarda çalışıyorduk. O zaman farkında değildim ama zaman içerisinde farkettim ki bu çalışmalar bana çok önemli deneyimler kazandırdı. Onun dışında, Ceynur olarak gerçekleştireceğimiz projeleri dört gözle bekliyoruz. İşin o aşamasına gelsek de, ben kendimi sahneye atsam diye bekliyorum. Bunlarla ilgili haberleri ve diğer çalışmalarımı, www.ceynur.com’dan, facebook sayfam ve myspace’deki official sayfamdan takip edebilirler.
TEŞEKKÜR EDERİZ RÖPORTAJINIZ İÇİN... | |
|
